Necla Güngör Kıragası: "Kadın futbolunun lokomotifi"

A Milli Kadın Futbol Takımı Antrenörü Necla Güngör Kıragası, futbol elçisi olmak istediğini belirterek, "Ben hikayeyi yazan kişi olmak istiyorum. Kadın futbolcuları keşfetmek...

Necla Güngör Kıragası: "Kadın futbolunun lokomotifi"
01 Şubat 2021 - 15:20 - Güncelleme: 01 Şubat 2021 - 15:20
A Milli Kadın Futbol Takımı Antrenörü Necla Güngör Kıragası, futbol elçisi olmak istediğini belirterek, "Ben hikayeyi yazan kişi olmak istiyorum. Kadın futbolcuları keşfetmek istediğim bir yer var. Futbol elçisi olmak ve Katar, İran, Suriye, Arap ülkelerindeki kız çocuklarının futbolla teması olmak istiyorum" dedi.

A Milli Kadın Futbol Takımı Antrenörü Necla Güngör Kıragası, Tam Saha Dergisi'ne açıklamalarda bulundu. Hep futbolun ve sporun içinde büyüyen bir kız çocuğu olduğunu söyleyen Kıragası, "Çok hareketli bir çocuktum. İlkokul seviyesinden itibaren annemin yönlendirmesiyle sürekli sporun içindeydim. Hareket olmayan ortamda rahat edemeyen ve kendini ifade edemeyen bir çocukluğum vardı. Annemin bunu keşfetmesiyle 7 yaşında halk oyunlarına başladım. Daha sonrasında karate geldi. Karate bittikten sonra hentbol, hentbol bittikten sonra zaman zaman futbol diye geçen bir spor geçmişim var. PTT'de lisanslı olarak hentbol oynadım. Tam futbola yönelecektim ki kadın futbol kulübü kapandı. Bu sebeple futbol oynayamadım" diye konuştu.



"Ailemin yüzünü kara çıkartmamak için çalıştım"

Kız çocuklarının ülkede futbol ile ilgilenmesinin çevre tarafından garip karşılandığını dile getiren Kıragası, "Ben hoca torunu, hacı kızıyım. Gençlerbirliği'nde göreve başladığım zaman, akrabalarım, '30 adamın içine bu kız çocuğunu gönderiyorsun. Yanlış yapıyorsun Selami' dediler babama. Annemle babam bana, 'Sen gerçekten bu işi istiyor musun' diye sordular. Ben de, 'Evet istiyorum. Çok da keyif alıyorum' cevabını verdim. 'Tamam o zaman kızım' dediler. Ama benim hayallerimi şekillendiren ve bu hayallerin peşinden koşmamı sağlayan kişiler oldular. Benim de en önemli onay mercilerim annemle babamdı. Onlar bana onay verdikten sonra ben de onların yüzünü kara çıkartmamak için kendimi ispat etmeye çalıştım" ifadelerini kullandı.



"O kronometreyi 20 yıldır saklıyorum"

Ersun Yanal ile Ankaragücü'nde çalışma dönemine değinen Kıragası, "Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksekokulu Beden Eğitimi Öğretmenliği mezunuyum. Orada okuyorum ama spor salonundan, sahadan çıkmıyorum. O dönemde hareket eğitimi üzerine step aerobik sınıfına katıldım. Sporla ilgili ne varsa yapmaya çalışıyorum. Ersun Hoca'nın yardımcılarından Cengiz Demirel ve Tolga Demirtaş da üniversitede sınıf arkadaşlarım. Ersun Hoca da yurt dışından geliyor ve 'Bana koordinasyonla ilgili, koordinatif becerileri geliştirmek için bir kadın eğitmen lazım. Yurt dışında gördüm. Sizin okulunuzda böyle birisi var mı' diye soruyor. Tolga ile Cengiz de, 'Bir kız var. Aşırı hareketli. Çok da seviyoruz. Tanışmak ister misiniz' diyorlar. Ben de o dönemde Ankaragücü'nün tesislerinin yer aldığı Gazi Mahallesi'nde oturuyorum. Teklifi alınca, 'Gelirim tabi. Evimin dibi' dedim. Tesislerde hocayla tanıştım ve 'Sizinle seve seve çalışmak isterim' dedim. Ersun Hoca bana bir hafta boyunca ne yapmak istediğini gösterdi. Yanındaki ekiple bir hafta boyunca spor salonunda futbolculara nasıl bir çalışma yaptıracağımızı denedik. Ciddi anlamda efor sarf ettik. Bir hafta sonra futbolcuların karşısına çıktım. O an dizlerimin titremesini hala unutamıyorum. Hocanın orada çok büyük desteği vardı. Mesut Bakkal o zaman yardımcısıydı. Futbolcularla eğlenmeye dönük çalışmalarda bana çok destek oldu. Antrenmanın sonuna doğru karşımdaki gülen yüzler sayesinde futbolcuların kafasındaki soru işaretlerinin silindiğini hissettim. O anda, 'Evet Necla. Sen burada olabilirsin' sinyalini almış oldum. Antrenmandan sonra Ersun Hoca beni çağırdı ve 'Hocam aramıza hoş geldin. Antrenörlük hayatında sana başarılar diliyorum' diyerek bir kronometre hediye etti. 20 sene geçmiş, o kronometreyi halen saklıyorum. Uğuruna çok inanırım" dedi.



"Ailem hayallerimin peşinden gitmemi sağladı"

Kız çocuklarına inanılması gerektiğinin altını çizen Kıragası, "Öncelikle anne ve babanın kendi çocuğuna inanması çok önemli. Çocuğun kendi yolunu bulması açısından bu destek çok önemli. Kıza destek olmak demek çok bilgili, çok görgülü ya da kültür düzeyinin çok yüksek olduğu ailelerden gelmek demek değil. Ben ataerkil bir toplumda yetişmiş, örf ve adetine uygun davranış sergilemek için çok uğraşmış bir kız çocuğuyum. Benim her tavrımla, tarzımla, giyim kuşamımla, bir topluma girdiğim zaman oradaki kurallara uymakla ilgili yükümlülüklerim vardı. Bu kurallara uymaya çalışıyordum. Ailem, hayallerimin peşinden gitmemi sağladı. 'Sana inanıyoruz' dediler. En önemli kısım bu. Ailelere, kızlara, kadınlara en önemli mesajım şu: Kendinize inanıyorsanız etraf da size inanmak zorunda kalıyor. Ama ispatlamanız lâzım. Benim çevrem, bana ne zaman inandı? Ankaragücü'nden Gençlerbirliği'ne gittim ve 2000'den 2004'e kadar orada çalıştım. Ama ne çalışma Futbol okulları, bütün altyapı, profesyonel takım Oradan Ankaraspor, Vestel Manisaspor ve en son da Milli Takım'a geldim" şeklinde konuştu.



"Bir çocuğa öğretebiliyorsan, üsttekine çok rahat öğretiyorsun"

Ankaragücü'ndeki başarılarından sonra Gençlerbirliği, Ankaraspor ve Manisaspor'daki görevlerinden deneyimler kazandığını söyleyen Kıragası, "Çok önemli deneyimler kattı. Gençlerbirliği'nde çalışırken aynı zamanda Hacettepe'de okumaya devam ettim. O dört sene teorikte gördüğüm bilgileri pratiğe aktarmak, futbolcuları gözlemlemek anlamda çok kıymetli yıllardı. İki üniversite bitirmiş gibi oldum. Hem alaylı hem okullu olarak iki bilgiyi birlikte tecrübe ettim. Profesyonel kulüplerde çalışırken A takımla idmana çıkıyorum, 2 saat sonra A takımın idmanı bitiyor, U15 takımının da antrenmanına çıkıyorum. Hafta sonu futbol okuluna da gidiyorum çocuklara Hepsi o kadar kıymetli deneyimlerdi ki Orada şunu öğrendim. Bir çocuğa öğretebiliyorsan, üsttekine çok rahat öğretiyorsun. Çünkü bütün detayları o çocukta gösteriyorsun, o çocukta deneyimliyorsun" dedi.

Milli takıma geliş sürecini anlatan Kıragası, "Bir gün Oğuz Çetin Hocam telefon etti. 'Hocam erkeklerle yıllarca çalıştın, hemcinslerinle çalışmak ister misin' diye sordu. Ben de 'İsterim' cevabını verdim. Çok hızlı bir insan. Pazartesi günü konuştuk; çarşamba günü Beylerbeyi'nde işe başladım. O dönemde de Fatih Terim teknik direktördü. Ahmet Güvener de Futbol Gelişim Direktörü 'Ahmet Bey'in bir projesi var. Kadın Milli Takımlarında kadın antrenör olsun istiyorlar. Sen yıllarca antrenörlük yaptın. Ben de seni biliyorum. Bu sana çok güzel bir yön verebilir' dedi. Oğuz Hoca beni Ahmet Bey'e o kadar güzel anlatmış ki Ahmet Bey'le tanıştım. Yaptığım işleri, kadın futbolunda neler yapabileceğimi aktarınca bana, 'Hocam hiç merak etme. Bizim istediğimiz rol model tam olarak bu' dedi. 2009 yılında Kadın Milli Takımları serüvenim böyle başladı. Daha sonra Akademi Ligleri'nde, eğitimlerde, workshoplarda ders vermeye başladım. Kadın takımlarında bütün yaş gruplarında yardımcı antrenörlük, Tolunay Kafkas Hocanın göreve gelmesiyle U15 Kız Milli Takım Teknik Direktörlüğü, Fatih Hoca döneminde U17 Kız Milli Takım Teknik Direktörlüğü, tekrar Tolunay Hoca geldiğinde U17 ve U15 Kız Milli Takım Teknik Direktörlüğü yaptım. Oğuz Hoca ve Tolunay Hocanın döneminde de Kadın A Millî Takım Teknik Direktörlüğü görevine geçtim" ifadelerini kullandı.



"Kadınlar ortaya çıkan ürüne bakıyor"

Kız çocuklarına örnek olacaklarını ifade eden Kıragası, "Kadınlar o kadar büyük zorluklardan geçiyorlar ki toplum baskısı bir yandan, aile baskısı bir yandan iş kaygısı hayatı kazanma kaygısı dediğim o dikdörtgen sahasının içine girdikleri an kendi karakterleri ortaya çıkıyor. O güne kadarki bütün çabaların ve emeklerin karşılığını almak istiyorlar. Çünkü neden? Biz kadınların özelliği şu; bilimsel olarak da ispatlanmış bir şey. Spor yapan erkekler skor ve kendi performansını düşünüyor. Kadınlar ise ortaya çıkan ürüne bakıyor. 'Bugün takımım için ne yaptım? Bugün takım olarak nasıl oynadık? Ben takıma ne kadar katkı verebildim?' Bunu sorguluyor. Erkekse 'Ne kadar koştum? Kendi performansım nasıldı? Gol attım mı? Attırdım mı?' Kendi bireysel performansının çıktılarına daha çok odaklanıyor. Biz kadınlar ortaya çıkan ürünle ilgileniyoruz. Son dönemde A takım oyuncularına hep şunu aşılıyoruz. Sizler çok kıymetli bir dönemde, çok önemli bir bayrağı taşıyorsunuz. Ya batacağız ya çıkacağız. Benim için de öyle. Biz bu dönemde kadın futbolunu çok iyi bir yere taşıyacağız, örnek olacağız kız çocuklarına" şeklinde konuştu.



"Heyecanla kurayı beliyoruz"

Bu yıl için planlarını aktaran Kıragası, "2021'de karşımıza ilk çıkan Dünya Kupası Ama kura çekimi henüz netleşmedi. Elemelerine katılıyoruz. Ama elemelere katılma şeklimiz daha netleşmedi. Dünya Kupası ilk kez 32 takımla oynanacak. Nasıl oynanacağı hakkında bilgileri şubat sonunda alacağız. Bir grupta oynayacağız diye tahmin ediyorum. Bunlar daha netleşmedi. Heyecanla kurayı bekliyoruz. Onunla ilgili de çalışmalara başladık. Antrenman planlaması, oyuncularla olan online görüşmeler. Onları nasıl hâlâ oyunun içinde tutabiliriz, bunun çalışmalarını yapıyoruz. Onlar maalesef zoom üstünden devam ediyor. Birçok oyuncumuz yurt dışına gitti. Ligleri oynayamadığımız için gelen teklifleri değerlendirdiler. Orada oynuyorlar. Onların da ligi bir kapanıyor, bir açılıyor ama en azından antrenmanlar devam ediyor. Avrupa Şampiyonası'nda son maçlarda gördüğümüz eksikliklerin üzerinde duruyoruz. Nelere ihtiyacımız var. İhtiyaç analizi yapıyoruz. Nasıl değişiklikler ya da nasıl eklemeler yaparız üzerine yoğunlaşmış durumdayız" dedi.



"Klopp'un hayranıyım"

Teknik direktör olarak Klopp'u hayranı olduğunu belirten Kıragası, "Hem teknik direktörlüğünü örnek aldığım hem de oyun mantalitesini çok sevdiğim ve öyle oynatmak istediğim bir Liverpool var. Jurgen Klopp var Klopp'un gerçekten hayranıyım. Maçlarını kaçırmamaya çalışıyorum. Gece olsun, sabaha karşı olsun fark etmez. Onu Almanya'daki serüveninden beri takip ediyor ve çok da seviyorum. İnşallah tanışırım bir gün İkincisi de kadınlarda Jill Ellis Amerika Birleşik Devletleri Kadın Millî Takım Teknik Direktörlüğü görevini yaptı. Hayat hikâyesini dinlemiştim. Orada da çok büyük zorluklar vardı. Çok başarılı bir takımı çalıştırıyor olması ve çok başarılı bir takımı alıp, o baskıyı yönetmesi beni etkiledi" dedi.

Futbol elçisi de olmak istediğini belirten deneyimli çalıştırıcı, "En büyük sorumluluğum futbolun içinde var olmak isteyen kız çocuklarına iyi bir rol model olmak ve onlara yol açmak. Dediğim gibi ben hikâyeyi yazan kişi olmak istiyorum. En büyük hayalim bu. Bunun için de çalışıyorum. Kadın futbolunun bilinmesine katkıda bulunmak ya da kadın futbolcuları keşfetmek istediğim bir yer var Daha doğu kökenli yerleri istiyorum. Onlara ulaşmak istiyorum. Futbol elçisi olmak istiyorum. Katar, İran, Suriye, Arap ülkelerini istiyorum. Oradaki kız çocuklarının futbolla teması olmak istiyorum" ifadelerini kullandı.


İHA

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum